KARANLIK; IŞIĞIN NEGATİF İYONİZE OLMUŞ İZDÜŞÜMÜDÜR! BAŞIMIZDA KÂİNATIN SARKACI.. GEÇMİŞ - ÂN - GELECEK .. VAROLMUŞ VE OLACAK... BURASI GECE VARDİYASI! BURADA HERŞEY OLASI...

Cumartesi, Mart 17

Edebiyat

“Kaleme inandığımdan daha çok makasa inanırım” Truman Capote

Duyguların bedeli yoktur. O yüzden karşılığı beklenmez. Bekliyorsanız eğer, duygularınızın sahiciliğini bir yoklamanız gerekir.

Sevdiğiniz kişi tarafından sevilmediğinizde, terk edildiğinizde, ya da aldatıldığınızda acı çekmeniz, mutsuz olmanız, hayal kırıklığına uğramanız doğaldır ama öfkelenmeye, kin gütmeye, öc almaya hakkınız var mıdır? Artık sevmediğiniz birinin sizi onu sevmeye mecbur edemeyeceğine nasıl inanıyorsanız, birlikte olmayı daha fazla arzu etmediğiniz birinin onunla kalmanız konusunda ısrarcı olmaması gerektiğini nasıl düşünüyorsanız, sevdiğinize karşı da aynı ölçülerde âdil olmayı öğrenmeniz şarttır.

Acıyı atlatmanın, çıkış yolu bulmanın çözümü herkes için farklıdır. Kimi, kendinden çok genç karısı tarafından aldatılan Alberto Moravia gibi “durumu entelektüalize etmeye” çalışır kimi İvan Bunin’in sevgilisi gibi kaçıp uzaklaşmakta bulur çareyi.

Peki, sevdiğinizin içindeki ‘insan’ın umursamazlığıyla, sizi hiçe saymasıyla kırılıp yaralanırsanız; geçmişteki rüyanızın, ömrünüzün sonunda bile dönüp baktığınızda hatırlayacağınız güzelliğiyle dudağınıza yerleşecek tebessümü çalındıysa ne yaparsınız?

O zaman belki bambaşka bir âleme, maddeye değil mânaya sığınırsınız.

Edebiyat, her an her yerde karşınıza çıkabilecek insanların iç yüzüne de ayna tutar çok zaman. Kendini saf gösteren kurnazların, geleceğe dair planları veya küçük hesapları için herkesi kullanmaktan kaçınmayanların, çıkarları uğruna uyumlu rolü oynayanlarını daha çabuk anlarsınız.

Yine de onların silahlarıyla mücadele etmezsiniz.

Çünkü maddeden soyunduğunuzda yalnızca vicdandan ibaret kalacağınızı bilirsiniz.

Hiç yorum yok: