KARANLIK; IŞIĞIN NEGATİF İYONİZE OLMUŞ İZDÜŞÜMÜDÜR! BAŞIMIZDA KÂİNATIN SARKACI.. GEÇMİŞ - ÂN - GELECEK .. VAROLMUŞ VE OLACAK... BURASI GECE VARDİYASI! BURADA HERŞEY OLASI...

Cuma, Eylül 14

Asalet


Aşk asalet ister, ilişki avamlık. Belki de bütün sorun buradadır. Onca mutsuzluğun, hayal kırıklığının, yanlızlığın arkasında yatan bu ikisi arasında denge kuramamaktır. Jane Austen'ın romanlarında sözü edilen soylu sınıfların sahip olduğu türden bi asalet değildir o. Ve o yüzden bir kere gerçek aşkı hissedenler, uğradıkları hüsranın sonucunda ya denklemi öğrenirler ya gönül indiremediklerinden basitliğe kendilerini tek başınalığa mahkum ederler.

Hayat da böyledir bir bakıma, Adorno'yu kalp kırıklığına sürüklemesi gibi, alelade olanla yetinemeyenleri, vasatı hoşgöremeyenleri yaşamın kıyısına, dışına sürer bir anlamda. İçindeki asil damarı kaybetmek istemeyenler ruhani olandan medet umar bazen veya yüksek sanatın, bilimin tesellisine sığınıp korumaya alır ruhunu büsbütün kaybolmamak gayretiyle; kulağını iyi müziğe, gözlerini estetiğe, zihnini bilime, yüreğini aşkınlığa açar.

Kimisi de yaşadığının aşk olduğuna inandırmak için benliğini, bir mana katmaya çalışıp beraberliğine karşısındakinin eksiklerini gidermeye çabalar, olduğundan fazla görmeye hatta göstermeye uğraşır, sonunda kendi yarattığına kendi hayran olur, kanmakta bulur mutluluğu.

Yarattıklarını kusursuz kılmaya çalışan sanatçılar ise kendilerini de mükemmel sanma yanılgısına düşüp çok zaman, egolarını yaralayan her şeye, herkese neredeyse düşman kesilerek sövüp saldırırlar, küserler birbirlerine. Öyle ki Halit Fahri Ozansoy misali, çocuklarının dahi aşırı beslenmiş ben'lerine dokunmasına tahammül gösteremez sonra kaybettiklerinin acısıyla ateşlerde yanarlar..

Ne olursa olsun hayat planların dışında akar. Eserlerinizin ve fikirlerinizin bile sahibi olamadığınızı göstermek için size, dışında kalmak istediklerinizin ilham kaynağı yaparak hatırlatır esasında hiçbir şeye hükmedemeyeceğinizi.

Hiç yorum yok: