KARANLIK; IŞIĞIN NEGATİF İYONİZE OLMUŞ İZDÜŞÜMÜDÜR! BAŞIMIZDA KÂİNATIN SARKACI.. GEÇMİŞ - ÂN - GELECEK .. VAROLMUŞ VE OLACAK... BURASI GECE VARDİYASI! BURADA HERŞEY OLASI...

Cuma, Mayıs 18

Öteki


“Söyleyeceğin şeyi, söyleyebildiğin kadar net söyle. Tek sır budur.” Matthew Arnold

Hangimiz kendimiziz tamamiyle, hangimiz bütünüyle gerçeğiz ve içimizde hangimiz kendi gerçeğinin farkında? Belki tek bir gerçek var ve hepimiz onu bulmaya çalışıyoruz; her birimiz ayrı bir parçasını bulup, bulduğumuzda esas olduğuna inanıyoruz sonra da.

Varoluşçu filozof Heidegger, “Herkes ötekidir. Hiç kimse kendisi değildir” derken, insanın kaderin bir ürünü olan dünyaya öylece bırakıldığını ve bütün tercihlerini de bu bırakılmışlık içinde yapmaya mahkum olduğunu savunuyordu, yaşamımızın seçimlerle şekillendiğini.

Yalnızlığı en hissettiğimiz zamanlarda, dünyada iki tür insan olduğunu; birinin biz, öbürünün bütün diğerleri olduğunu düşünüyorduk bir ihtimal. O yalnızlıktan kaçmak için kimimiz sevgiye, kimimiz ideolojilere sığınıyorduk. Geriye baktığımızda da seçtiklerimizin isabeti hakkında hüküm veriyorduk, sanki o seçenekler büsbütün özgür irademizin sonuçlarıymış gibi.

Yine de bilimin de, sanatın da, ‘insan’ olmanın yolu da gerçeği aramaktan geçiyordu kuşkusuz. O yüzden Peride Celal, ‘sahici’ kadınları yazmaya yöneltiyordu kalemini; Guillermo Arriaga, gerçekliğiyle insanın “ruhunu kanırtan” hikayeler anlatıyordu.

Aradığımız gerçeğin dışında yaşamın katı, çirkin ve onursuz gerçekleri de var çünkü: Bir filozofun, Yahudi öğrencilerin diploma almasını engellemesi; Güneş de Doğar’ın Bretti gibi, onu seven herkesi kullanmaktan çekinmeyenlerin egoistlikleri.

Ne insanlık ne de aşk kendilerine atfedilen değerlere layık değiller çoğu kez. İnsanlar çıkarıyor bütün savaşları, insanlar yapıyor ırkçılığı, işkenceleri, katliamları, insanlar aşağılıyor hemcinslerini, hileye, dalavereye, sahtekarlığa onlar başvuruyor. İnsan oldukları için. Ve sinsileşiyor, yalanlar söylüyor, kendini olduğundan başka gösteriyor, rakibine iftira atıyor, önünü kesiyor, sevdiğinden karşılık görmediğinde kin güdüyor. Aşık olduğu için.

O halde çözüm bazen de hiçbir tercih yapmamaktır: Ne siyasette, ne aşkta, ne de dostlukta.

Bekleyip görmektir doğrusu: Yaptığımız seçimlerle kendimizi kandırıp sonra pişman olmamaktır.

Hiç yorum yok: