KARANLIK; IŞIĞIN NEGATİF İYONİZE OLMUŞ İZDÜŞÜMÜDÜR! BAŞIMIZDA KÂİNATIN SARKACI.. GEÇMİŞ - ÂN - GELECEK .. VAROLMUŞ VE OLACAK... BURASI GECE VARDİYASI! BURADA HERŞEY OLASI...

Cuma, Mayıs 4

Ummazsan, korkmazsın!

“Onunla nasıl eğleneceği dışında edebiyat hakkında her şeyi biliyordu.” Joseph Heller

Bireysel mutlulukları çok az tattıkları, hatta neredeyse hiç yaşamadıkları için mi kitlesel sevinçlere böylesine aç insanlar? O yüzden mi tuttukları takımın başarısına bunca abartılı sevinmeleri? Bir türlü renklendiremedikleri dünyalarında formaların renklerinden medet ummaları..?

Hangi inançlarını kaybettiklerinden ya da hangi inançların eksikliğinden doğuyor peki bu tapınma kültürü? Teknolojiye, markaya, pop kültürünün yarattığı idollere böyle sınırsız bir hayranlıkla teslim olmuş, güya birey olmanın yüceltildiği bir çağda, asla kendisi olmalarına izin verilmeyenlerin “dünyanın en acımasız insanları olmaya başlamaları” Douglas Coupland’ın anlattığı gibi; birbirlerine belki de her zamankinden daha çok benzediklerinin farkına varmaları..?

Düşünmenin, öğrenmenin, bilimsel, kültürel ve felsefi merakın yoruculuğundan kaçıp klişelerin kolaylığına sığınmaları, menfaatleri uğruna veya sıradanlıkları ortaya çıkmasın diye bütün sistemi ‘vasatta’ tutmaya çalışanların oyununa gelerek sınırlarını aşamamaları, yalnızlık korkusuyla en küçüğünden en büyüğüne çeşit çeşit ‘iktidara’ itaat etmeleri, kendini ilerici, modern, tabu yıkıcı sanmanın aldanışında ortalamanın hükümranlığına hizmet etmeleri? “Propagandaların çekim alanına girmemek, apolitik olunduğu anlamına gelmiyor” aslında. Herkesin hayran olduğuna ille de hayranlık duymak gerekmiyor, sorgulamayı, şüphe etmeyi, araştırmayı, beğenilerini ve sağduyunu geliştirip kendine güvenmeyi tek başına kalmak pahasına başarmak, insanı ‘sürü’nün parçası olmaktan kurtarıyor ancak.

Şöyle bir bakın geriye: Sevdiğiniz, güvendiğiniz, farklı değerler biçtiğiniz nice insan tanıdıkça birer birer inmediler mi onları çıkarttığınız basamaklardan? O halde nereden biliyorsunuz başkalarının ‘put’laştırdıklarının durdukları yeri hak ettiklerini?

Her şey değişir hayatta yalnızca buna inanın ve Seneca’nın yaptığı gibi hiçbir şeye sıkı sıkı sarılmayın. Onun söylediği gibi: “Kaderin size bahşettiği şeylere belli bir mesafede durun ki, istediği zaman onları rahatça alsın hayat, sizden koparmasın…”

1 yorum:

Cihan dedi ki...

"sen, ümit kestiğin 'şey'e karşı özgür, tama ettiğin şey'inse kölesisin."