KARANLIK; IŞIĞIN NEGATİF İYONİZE OLMUŞ İZDÜŞÜMÜDÜR! BAŞIMIZDA KÂİNATIN SARKACI.. GEÇMİŞ - ÂN - GELECEK .. VAROLMUŞ VE OLACAK... BURASI GECE VARDİYASI! BURADA HERŞEY OLASI...

Pazartesi, Haziran 9

Yekpâre

İçimin de dışımın da olmadığı, ya da içimi de dışımı da bilmediğim bir dünya zamanıydı; kimbilir kaç yaşlarındaydım? Acıyı, kederi, neşeyi henüz ayrıştırmamıştım.

Hayattı; yekpâreydi. Her şey, bir şeydi.

Mevsimler birinden öbürüne devrilirken, akşam ebesi oyunu sol gözümün kıyısına sevimli bir dikiş izi iliştirirken, elimizi arı sokarken, ödünç alınan bisikletten düşüp dizlerimizi kanatırken, komşu bakkalın sigara kuyruğunda yakalanmanın yahut top oynarken kırdığımız camların bedelini öfkeli bir elin parmakları arasında ovuşturulan kulaklarımızla öderken, hep canımıza bir şey olurdu; hissederdim. Ama acıya dâhil değildi yine de bunlar.

Hayattı, yekpâreydi işte.

ZAMAN, hayatı parçalara ayırıp "parça parça" görmeye başladığımızda, ACI ise o yekpâreliği yitirdiğimizde oluşacaktı.

Oysa o zamanlar, dünya geniş ve ılıktı.

Ve biz kendi ılık dünyamızın içinde salınan, uçuşan perilerdik.

Kimbilir, bu hâle nasıl geldik?

Hiç yorum yok: