
Kendi tenhâlığına çekilmeli.
O ıssız karmaşanın içinde gizlice yeniden çoğalmalı, nadasa bırakılmış bir toprak gibi kendi karanlığında bereketlenmeli. Hayatın o her zaman kullanılmayan patikalarında gezinmeli. Eski dostlara rastlamalı orada, yıllarca hiç karşılaşmadığı dostlara, gençliğini bölüştüğü dostlara; alevli bir magma gibi, zamanı yakan tuhaf bir kızıllığın içinde, pikapta cızırdayarak çalan şarkılara eşlik eden seslerini duymalı onların, hıçkırıklarını duymalı, yalnızlıklarını, gülümsemelerini duymalı.
Cesetlerimiz ne olsa toprağın emâneti, ruhları besleyip çoğaltmak gerek. Var olabilmek için kaybolabilmek gerek !
3 yorum:
Bunca zamanlık kaybolmak kafi olsa gerek...
Yeterlik, bizim formülümüzün baş değişkeni olmakla beraber; kaybolduğun zamanlar görünmezsin evet, ama nâmevcut ta değilsindir sonuçta, değil mi ya?
"Var olabilmek için kaybolabilmek gerek !"
Düşündürücü...
Yorum Gönder