KARANLIK; IŞIĞIN NEGATİF İYONİZE OLMUŞ İZDÜŞÜMÜDÜR! BAŞIMIZDA KÂİNATIN SARKACI.. GEÇMİŞ - ÂN - GELECEK .. VAROLMUŞ VE OLACAK... BURASI GECE VARDİYASI! BURADA HERŞEY OLASI...

Cuma, Temmuz 14

Merdiven


Çabuk çabuk çıkıyorum merdivenlerden. Ben çıkarken ağır ağır inen biriyle karşılaşıyorum. Yol veriyorum. "Bahtiyar ol kızım" diyor yol verdiğim ihtiyar. Biraz sonra, yukarı katta işimi bitirmiş, aynı hızla merdivenlerden iniyorum. Bu kez "Bahtiyar ol kızım" çıkıyor merdivenlerden yavaş yavaş. Yol veren yine ben oluyorum. "Bu kadar koşuşma yavrum, değmez" diyor ihtiyar. Bu sözcüklerin üzerinde düşünmek gereğini duymadan iniyorum merdivenlerden.

İşimi bitirince, yeniden merdivenlere yöneliyorum. Bir delikanlıyla karşılaşıyorum merdivenlerde. Bu kez bana yol veriyor. "Bahtiyar ol oğlum" diyecek yaşta değilim. Üstelik dairemizde bu yeni yetmenin işi ne? Merdivenin ortasında durup soruyorum: "Az önce, yaşlı bir memurumuz çıkmıştı yukarı. İnmedi. Yoksa ben mi görmedim? Kendisi şu anda yukarıda mıdır? "Evet" diyor gülümseyerek delikanlı. "Yukarıda, bir kanapenin üzerine uzanmış yatıyor. Çıkarsanız göreceksiniz. Cankurtaran çağrıldı. Ama kanımca, bir cenaze arabası çağırmak daha yerinde olurdu. Buyrun, buyrun siz de çıkın..."
Yol veriyor.
Ama benim yola gereksinmem yok.
Belki yukarı çıkmam için bir neden de yok.
"Siz buyrun" diyorum.
Ve meslek hayatımda, ilk kez, kendimden genç bir memura yol veriyorum.
Garipseyerek iniyor merdivenleri.
Merdiven basamağında bir süre duraladıktan sonra, kararımı verip ben de aşağı iniyorum.

Ne işim var benim yukarıda?

Hiç yorum yok: